! Aquapol sisteminin çalışma prensibi ve nasıl çalıştığını anlamak için bazı fiziksel olayların temellerini bilmek gerekir. Temel kavramların daha kolay anlaşılması için bu bölümdeki açıklamalar ve karmaşık bilimsel terminoloji kasıtlı olarak basit tutulmuştur.

MOLEKÜLER YÜKLER

Tüm binalar ve yapılar genelde tuğla, çimento, kum, kuvars, granit, kumtaşı, kil, cam vb. gibi birçok yapı malzemesinden oluşur. Bu malzemelerin yapıtaşı Silikattır. Silikat ise Silikon ve Oksijen atomlarından oluşur. Silikat’ın moleküler yapısından dolayı (bir pozitif Silikon atomunun (Si+) etrafında çevrili dört negatif Oksijen (O-) atomu) nedeniyle, yapı malzemeleri negatif (-) yüzey yüküne sahiptir.

Su (H2O), bir negatif Oksijen atomu (O-) ve iki pozitif Hidrojen atomundan oluşan (H2 +) iki kutuplu bir moleküldür. Bu yapısal dizilim, su moleküllerinin çevreleriyle etkileşime giren küçük sıvı mıknatıslar gibi davranmalarına sebep olur.

Image module

Doğal yapı malzemeleri su ile temas ettiğinde, temas yüzeyi boyunca suyla aralarında bir çekim gerçekleşir. Negatif (-) duvar yüzeyi, sudaki pozitif (+) hidrojen atomlarını çekecek ve yer çekiminin aksine suyun duvardaki kılcal damarların içine yükselmesini sağlayacaktır. (Bkz. ÖNCE)

Image module

Hidrojen, evrendeki en bol bulunan elementtir ve tüm maddelerin (yıldızlar, güneşler vb.) Yaklaşık %75’ini oluşturur.

Evrendeki her atom titreşim içindedir. 1951 yılında iki Harvard bilim adamı tarafından keşfedilen hidrojen atomları, doğal olarak “hidrojen hattı” frekansı olarak bilinen 1420 Mhz frekansında titreşir. Aquapol cihazının çalışma prensibi tam burada devreye girer. Cihaz bu frekansı yakalar, güçlendirir ve çevresindeki rutubetli duvarlara yansıtır. Böylece duvarların temas yüzeyleri boyunca hidrojen atomlarının titreşimi giderek artar. Kılcal damarlardaki manyetik çekim artık durur ve tekrar devreye yer çekimi girer. Böylece su bu damarlardan aşağıya doğru yavaş yavaş geri gider. Duvarlar da kademeli olarak kurur ve kurumaya devam eder. (bknz. SONRA)

Aquapol sistemi, binaların ve yapıların onlarca yıl kuru kalmasını sağlamak için yapı içinde kalıcı olarak durmalıdır. Merak etmeyin! Aquapol, evinizdeki su kaynağını etkilemez ve herhangi bir canlı organizma veya elektronik devre üzerinde hiçbir olumsuz etkisi yoktur.

AQUAPOL İLE İLGİLİ BAZI FİZİKSEL KANUNLAR

Aquapol sisteminin çalışma prensibi, bilimsel literatürde tanımlandığı gibi iyi şekilde belgelenmiş fiziksel yasalara dayanmaktadır. Burada, Aquapol sisteminin işleyişinin esas alındığı en önemli fiziksel konseptleri referans aldık.

Su ve duvarların yüzey yükleri:

Her madde, temelde pozitif ve negatif yüklü atomlardan ve moleküllerden oluşur.

Su

Suyun moleküler yapısı:

  • 2 pozitif hidrojen atomu (H+) ve
  • 1 negatif oksijen atomu (O2-)
Image module

Duvarcılık

Dünyadaki en bol iki element, silikon (Si) ve oksijendir (O).

Image module

Bu iki element, dünyada kabuğunun %90’ından fazlasını oluşturan en yaygın mineral grubu olan silikatları oluştururlar. Kum, cam, kil, kayalar ve taşlar silikat temelli maddelerdir. Bir silikat molekülünün temel moleküler yapısı, aşağıda gösterildiği gibi; 4  negatif oksijen atomu (4 x O2-) ile çevrelenen  pozitif silikon atomu (Si 4+) içerir (piramidal şekillendirilmiş atomik yapı).

Image module

Sonuç olarak, silikon molekülü (Si04)4- negatif bir yüke sahiptir, bu da duvar için genel bir negatif yüzey yüküne neden olur.

Moleküler Tepki

Negatif yüklü duvar yüzeyi, pozitif yüklü su molekülünü elektrostatik çekim yoluyla çekecektir.

Image module

Kılcal Etki

Kılcal damarlılık ya da kılcal damar etkisi, sıvının yer çekimi gibi dış kuvvetlere veya herhangi bir dış kuvvet yardımına ihtiyaç olmadan mikro düzeydeki boşluklara bile akma yeteneğidir. Bu etkiyi, boya fırçasının tüyleri arasında, ince tüp içinde, kağıt ve sıva gibi gözenekli malzemelerde görebilirsiniz.

Kılcal etki fenomeni olarak bilinen bu etki bilimsel literatürde geniş bir biçimde belgelenmiştir. Kılcal damarlılığın ilk kaydedilen gözlemi Leonardo da Vinci tarafından yapılmıştır.

Image module

Dar kılcal tüplerde suyun yer çekimine karşı yukarı doğru yükselmesinin nedenini elektrik potansiyeli ile çok basit bir şekilde açıklayabiliriz. Negatif yüklü silikat duvar yüzeyi, suyun hidrojen moleküllerinin pozitif ucunu kendine çeker ve su sütununu yavaş yavaş yukarı doğru çeker.

Temas Yüzeyi

Duvar yüzeyinin su moleküllerini nasıl çektiğini artık öğrendik. Peki bu etkileşim sırasında neler oluyor.
Katı – sıvı temas yüzeyinde (mesela duvar – su), bilimsel literatürde çift katman olarak bilinen karmaşık bir moleküler etkileşim meydana gelir. Bu, sınır oluşturan iki paralel potansiyel tabakasını belirtir.
Bu fenomen oldukça karmaşıktır ve son 150 yıldır Helmholtz, Gouy – Chapman, Stern ve diğerleri gibi birkaç bilim adamı tarafından araştırılmış ve tanımlanmıştır.

Image module

Temas yüzeyi boyunca su molekülleri, elektrostatik etkileşim kuvvetleri sebebiyle duvarların içindeki kılcal damarlara kuvvetle çekilecektir.

Hidrojen Hattı

Hidrojen, evrenin en yüksek miktarda bulunan elementidir ve tüm kütlenin yaklaşık % 75’ini temsil eder. Helyum% 23, diğer tüm elementler geri kalan% 2 kütleyi oluşturur

Image module

Moleküler Titreşim

Atomlar ve moleküller hareketsiz değildir, kristal yapı içinde sürekli titreşirler.

Image module

Hidrojen, en çok bulunan element olduğu için titreşen hidrojen molekülleri, kozmos üzerinden algılanabilen bir titreşim üretir. Buna 21 cm dalga boyu veya 1.42 GHz frekanslı titreşim olan hidrojen hattı denir.

1.42 GHz hidrojen hat frekansı Dünya üzerindeki ve kozmosun her yerinde bulunur ve tespit edilebilir ve ölçülebilir. 1951’de Harvard Üniversitesi’ndeki Harold Irving Ewen ve Edward Mills Purcell adlı iki bilim adamı tarafından keşfedildi.

Image module

Rezonans

Rezonans, titreşen iki nesne veya sistem arasındaki enerji transferidir. Titreşimli bir sistem, bazı koşullar karşılanırsa, bir başkasının titreşimini sağlayabilir.

Rezonans köprüleri indirebilir veya camı parçalayabilir. Rüzgârdan kaynaklanan titreşimler, köprü çökene kadar titreşebilir. Müzik aletleri (örneğin trompet) tarafından üretilen titreşimler bir camın titreşimini ve parçalanmasını sağlayabilir.

Image module

Aquapol Sistemi Çalışma Prensibi

Bütün bunları bir araya getirelim …

  • Duvar yüzeyleri negatif bir yüzey yüküne sahiptir. Su (H2O) hem pozitif (H2) hem de negatif (O) yüklerden oluşur.
  • Su molekülleri elektrostatik çekim kuvvetleri ile duvar yüzeyine çekilir.
  • Hidrojen hat frekansına uyarlanmış Aquapol sistemi, su molekülleri ve duvar arasındaki bağı temas yüzeyi boyunca titreşen (rezonant) su molekülleri yaparak parçalamaktadır. Sonuç olarak yer çekimi ile desteklenen su, aşağı iner.